5 Mayıs 2009 Salı

MEVLANA EBUL KELAM AZAD Kimdir

MEVLANA EBU'L KELAM AZAD (1888 – 1958) Ebu'l Kelam Azad 1888 yılında dünyaya geldi. Azad'ın babası Hindistan'da ve Orta Doğu'da tanınmış seçkin bir İslam lideri, âlimi ve yazardı. İlk tahsiline Mekke'de başlayan Azad, daha sonra Ezher'de eğitim görmek için Mısır'a gitti ve Kahire'ye yerleşti. Ezher'de tahsile başlayan Azad, zekâsı ve çalışmalarıyla kısa sürede tanındı. Mükemmel bir kavrayışla Arapça ve Farsça'ya intibak eden Azad Ezher'den mezun olduğunda dört başı mamur bir âlimdi. Babasının ölümünden sonra asıl ülkesi olan Hindistan'a dönen Azad, burada Batı'nın yeni bilimleri üzerinde çalışmaya başladı. Henüz çalışmalarına yeni başladığı dönemlerde birçok Avrupa dilini okuyabilecek düzeye ulaştı. Hindistan'ın tarihini tetkik edip araştıran Azad'ı İngiliz emperyalizmi ve yaptıkları zulüm, halkın hali ve müslümanların durumu çok etkiledi. Yaptığı bu araştırmalar sonucunda Cemaleddin Afgani'ye büyük saygı duyan Azad, onun takipçisi olarak geniş kitlelere hitap etmek ve onları uyarmak gerektiğine inanıyordu. Bunun için önce kendisi gibi düşünen ve mücadeleden korkmayan bilgili insanlar arayan Azad bu araştırma sonucunda Mevlana Muhammed Ali ve kardeşi Şevket Ali ile tanıştı. İslam dünyasında hilafet çevresinde bir birlik oluşturmak için harekete geçen Azad ve Ali kardeşler Hilafet Teorisi'ni geliştirdiler. Bu arada Azad yayın hayatına atıldı. Urduca yayınlamaya başladığı Hilal adlı haftalık derginin ilk sayısı 13 Temmuz 1912'de çıktı. Yayınladığı Hilal dergisinde birçok konuyu gündeme getiren ve emperyalizme karşı halkı uyandırmayı amaç edinen Azad'ın bu çalışmaları İngiliz hükümetince tehlikeli görüldüğü için Hilal dergisi 18 Kasım 1914'te yasaklandı ve kapatıldı. Mevlana Ebu'l Kelam Azad İslam dünyasının büyük buhran ve karışıklıklara şahit olduğu, ancak bununla birlikte çağdaşları Afgani, Abduh, Reşid Rıza, Mevdudi gibi öncü şahsiyetlerin yetiştiği bir dönemde, Hindistan'daki İslami direnişe soluk verdi. Yoğun İngiliz baskısına ve Osmanlı İmparatorluğu'nda görülen çözülmenin Hind yarımadasındaki etkilerine rağmen Azad'ın hayatı yılmayan bir mücadeleyle geçti. Dönemindeki Sir Seyyid Ahmed Han ve yandaşlarının gösterdiği İngiliz bağımlısı politikayı yoğun eleştirilere tabi tutan Azad, İngilizler'e karşı savaşta halkın direnişine öncülük etti. Azad'ın taviz vermeyen bu mücadeleci kimliği, döneminde Hindistan'da görülen İslami canlılıkta önemli paya sahipken, kendisinden sonraki nesillere de örneklik etti. Hilal dergisinin kapatılmasından bir sene sonra yeni bir haftalık dergi yayınlamaya başlayan Azad bu dergide de sahip olduğu fikirleri savunmaya devam etti. Belağ adlı bu haftalık derginin ilk sayısını Kasım 1915'te yayınlayan Azad'ın emperyalizme karşı tavrı daha da sertleşti. Bunun üzerine Azad'ın Belağ dergisi de 3 Nisan 1916'da kapatıldı. Haftalık Belağ dergisinde Tercümanu'l-Kur'an diye adlandırılan Kur'an mealini ve Tefsiru'l-Beyan adlı tefsiri hazırlamayı düşündüğünü ilan eden Azad'ın bu ilanının üzerinden birkaç ay geçmemişti ki 3 Mart 1916'da Bengal hükümeti, Hind yönetiminin baskısı altında Azad'ın Bengal'den sürülmesi için emir çıkarttı. Emrin ani olması Azad'ın Belağ'ı devam ettirecek hazırlıkları yapmasına veya Tercümanü'l-Kur'an ve Tefsiru'l-Beyan'ın planlanan yayınlarını hazırlamasına süre bırakmamıştı. 1921 yılı sonunda Hindistan'da İngilizler'e karşı başlatılan boykot hareketi gün geçtikçe güçleniyordu. Bunun üzerine İngiliz hükümeti toplantı ve konuşma hürriyetini kaldırdı. Bu şiddet yasağına karşı itaat etmeme emrini veren Ebu'l Kelam Azad'la birlikte elli bini aşkın insan tutuklandı. Azad'ın uzun süren meal ve tefsir hazırlığından geriye hiç bir şey kalmamıştı. Önceden hazırlanıp kaybedilen her şeyin yeniden hazırlaması çok zor olduğu için bir müddet yazma cesaretini kendisinde bulamayan Azad 1927 yılı bitmek üzereyken meal ve tefsir çalışmasını yeniden yazmaya karar verdi. Fatiha Suresi'nin Kur'an tefsiri için birinci derecede önemi olduğunu hissettiği için ilk dikkati ona yöneldi ve 20 Temmuz 1930'da Mecrut Cezaevi'nde iken çalışmasını bitirdi. Zindan hayatından sonra da mücadelesine devam eden Azad, 35 yaşında Hindistan Milli Kongresi ve 1940 yılında Hindistan Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na seçildi. Bu vazifelerdeyken emperyalist güçlerle uzlaşmaya gitmedi. İngilizlerin Hint müslümanlarını parçalayacak olan Pakistan projesine karşı çıktı. Bu konudaki tavrı, İngilizleri rahatsız ettiğinden 53 yaşında 1942'nin Ağustosundan itibaren 6 kez tutuklanıp hapsedildi. 1948 yılında bağımsız Hindistan'da Pandit Nehru hükümetinde "Başbakan Yardımcısı ve Milli Eğitim Bakanı" olarak vazife alan Azad hayatının sonuna kadar bu makamda kaldı, hayatını tamamen hizmete ve ilmi çalışmalara veren Azad, 1958 yılında vefat etti.

Hiç yorum yok: